O gece, zamanın kırıldığı anlardan biriydi. Mezelerin sıcak ve soğuk kıvılcımlarının değiş tokuş ettiği masasında, aktif bir volkan gibi parıldayan gülüşü, etraftakilere meyhanenin frekansını tanımlıyordu.

Saatler rakının buğulu akışıyla karışırken, bir poz verdi. Fotoğraf, başka bir varlığa dönüşmeye ihtiyaç duymayan, kendi hikayesini severek taşıyan bir kadını kavramıştı. Güzellik onu saran bir elbise değil, hayatında kurdele üstüne kurdele kestiren bir açılış, her an patlamaya hazır bir havai fişekti. Genç erkeklerin bakan dokunuşlarıyla keskinleşen, havada hazır, şen-şakrak, ölümcül bir kılıç.

Doğum günü pastası gökten zembille inince, bir poz daha verdi. Ne diledi bilinmez ama içindeki dünya zaten dolup taşıyordu. Yaşamı birikmiş bir manyetik alan gibiydi. Her yaştan erkeği farklı biçimde etkileyen, katmanlı bir enerjiyle, viskinin tende bıraktığı toklukla olgunlaşıyordu.

Ertesi gün, fotoğraf internette beğeni yutarken, Fotoromancının biri kadını yaratıcı girdabının içine sokacak hamleyi yaptı. Resim, elinde görsel sanata dönüşecek, ufak bir detayla şekil değiştirecekti. Parmaklarının arasına, sanki o an oradaymış gibi bırakılmış bir puro konmuştu — patlayıcı bir şifre.

Kadın doğum günü kutlamasıyla gelen mesajı açtığında şaşırdı. Gözleri, kendi derinliklerini avuçlayan bir keşfe açıldı. Çünkü o, artık karşı cins tarafından sıradan bir arzunun nesnesi olarak değil, kendi devriyle dans eden özgür bir kadının sahnesindeydi. Bu, bir fısıltının fırtınaya dönüşebileceği, büyük patlama sonrası genişleyen, çok boyutlu bir gösteriydi.

Puroyu oraya koyan göz, kadının tatlarla ve renklerle, müzikle harmanlanan haz serüvenlerinin zirvesinde puronun keskin kokusuyla dans eden gecelerin olduğunu biliyordu. Fotoromancı onun kelimesiz meydan okumasını yakalamıştı. İmgelerden, ilişkilerden arınmış bir netlik ile kadına verdiği görsel rol belliydi: PUROSEVER.

Purosever, artık ilham perisini ateşleyen bir oyuncuydu. Yeni imzası, Küba’dan çıkan direncin kadife simgesi; HAZ ZAMANININ aktif senaryosunu yazdıran, çeşit çeşit purolardı. Erotik ve saykodelik bir labirentin içinde pasif ama merak uyandıran bir rol oynadığının farkında mıydı?…