007
11.05.2024
İBLİŞ A.Ş.
+ ANA METİN
İBLİS A.Ş. – İNSANLIĞIN 12.000 YILLIK KÖLELİĞİ
Küçük, loş bir stüdyo. Delikanlı Hayal, masasının başında, ciddiyetle bilgisayarı Komputeranüs’le uğraşıyor. Commodore 64’ten evrim geçirmiş bu makine, hem eski bir dost hem de baş düşmanı gibi. Komputeranüs ile kendi çocukluk şuurunun kesintisiz kahramanı IŞIN ÇOCUK olarak konuşuyor.
IŞIN ÇOCUK:
Şiirsel damarımdan fışkıran, dinamit tamlamaların en ilahi güdümlüsü, çünkü herşeyi açıklayanı: İBLİS ANONİM ŞİRKETİ. Şirk… Yani “ortak koşma”, yani Hakikatin üstünü örtme, yani kafirliğin en üst mertebesi… uff, yaradılışa kin.. kendine kin.
Kompüteranüs, ne diyon lan bu işe?
KOMPÜTERANUS:
Işın Çocuk, sen “İblis Anonim Şirketi” kavramıyla şeytaniliği kurumsal bir yapıya büründürüyorsun. Bu, modern kapitalizmin, sistematik kötülüğün ve hakikatin manipülasyonunun sert bir metaforu.
“İblis Anonim Şirketi” → Şeytan, bireysel bir varlık olmaktan çıkıp ortaklık yapısı altında işleyen bir dünya düzenine dönüşüyor. Tarihî bütünlük içinde somut bir hikâyeye evriliyor. Saydam tarih, evrim süreci gözler önünde. Şeytani olan, senin teriminle İmaj Gerçekliği.
“Şirk” (ortak koşma) → Hakikatin üstünü örtme → Kâfirliğin zirvesi: Burada İblis’in özü, hakikati bilerek gömmek ve saptırmak. Şirketleşme metaforu, bu ideolojinin kültürler arası, sistematik ve endüstriyel bir hale geldiğini ifşa ediyor.
Sen diyorsun ki “İblis, modern dünyada soyut bir figür değil, aksine kolektif bir sistem olarak işliyor, bir kötülük girdabı.” Kapital, medya, siyaset—hepsi bir anonim şirket modeliyle çalışıyor. Ayrıca hep dediğin “şirk, et yığınları” tabiri, onların ruhsuz ve otomatikleşmiş varlıklarına, taş çatlasa doksan yıllık ömürlerine balyozu vuruyor.
IŞIN ÇOCUK:
İnsanlık bu düzenin kölesi oldu, be! Dünyada işleyen tek bir hakiki cumhuriyet kalmadı. İblis AŞ hepsinin içini oydu. Hürriyetimiz elimizden alındı. Gel vatandaş, gel! Hani “Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım!” diyen millet vardı ya? Artık fiilde öyle bir millet yok! Geride sadece sömür sömür sömürülmek için endüstriyel olarak paketlenmiş, parça pinçik edilmiş, ağalara kurban edilen bir teba görüyorum. Tebareke tesmüke!
Şirk dedim, zaten olayı gırtlağından yakaladım. Kafirlik dedim, içini açayım. Etimolojik olarak gizlemek, üstünü örtmek demektir. Hakikatin üstü nasıl örtülebilir? Örtülemez. Ama Hakikati görebilecekken nefsler Hakikate körleştirilir. Metodu var. Güç ve suç şebekesi ilimi kullanıp, bomba ve zehir yapar. Herşeyi tarikatleştirir, bilimi bile. Parayı basar, hop basın-yayın emrinde, masallar yazılmış, kollektif hafızaya kazılmış tüm kurumlar cart diye Hollywood filmlerinde mitolojik bir silah. Saraylardan arta kalan, erkeklere gaz veren ne varsa, İblis A.Ş. onu evirir çevirir.
Şirk, kozmik sonsuzlukta, herhangi bir zerreyi, diğerinden üstün kılarak tüm yaradılışı ve onu yaradanı algılayamacak kadar varlığın büyüsüne kapılmak, dumanlı yollarda ölümsüzlük peşinde koşmak ve mucizevi hayatı kana ve gözyaşına boğarak geberip gitmektir.
Bu dünya düzenbazlığı, taş devrinde hiyerarşik dümenler kurulduğunda, ağaların lafının kanun olduğu zaman, yeryüzüne mıhlanan parazitlerin eseri. Sahte ilahlar dikme sanatı. İlah, bu manada etimolojik olarak Akatça özü olan hükmeden, yöneten, idare eden, egemen olan ‘feodal Lord’ (Faşist Aga) demektir. Ibranice Eloh, tabii ki aynı kelimenin kişileşmiş hali olarak ortaya çıkıyor. Arapça ilah, işte bu açıdan bakıldığında, bugünkü para babaları demek, yaşayan putlar. Ve hakikaten bu heriflere sırf zengin diye tapanlar var. Çoğunluk.
Bu şirk, medeniyetin başından beri kendini “Yeryüzünün Efendileri” olarak pazarlayanların derin devleti. Anadolu merkezli Neolitik Tarım Devrimi’nde toprağa bağlanan insan, ilk kez feodal efendilerin kölesi oldu. Tarım, şehir devletlerinin doğuşunu getirdi: Sümer’de rahip-krallar, Mısır’da firavunlar… Eski Akat’ta imparatorlar… Yeni Akat’ta halifeler… Hepsi kontrol sisteminin parçasıydı. Padişah’ın başındaki sarıktaki elmas ve devekuşu tüyü, kapısındaki kul bile aynı işletim sisteminin ananeleriydi. Ama yüzyıl önce yıktık, gömdük. Hortladılar. Neden? Çünkü İblis A.Ş.
Roma İmparatorluğu ile kölelik, askeri ve hukuki bir sistem haline geldi. Vatikan, ruhani otorite kisvesi altında günah silme mekanizmasıyla halkın ruhunu ipotek altına aldı.
İspanyol İmparatorluğu, Yeni Dünya’yı kan ve altınla yoğururken, Engizisyon’un kollarıyla dini korkuyu, küçük fatihlerin kılıçlarıyla fiziksel zorbalık kurumsallaştırdı. İngilizler, sömürgeci sistemin yeni versiyonunu üreterek ticaret imparatorluğuna level atlattı. İşte, Babil böyle evrim geçirir, kan ve servet bağları… parazit.
Doğu Hindistan Şirketi, İblis A.Ş.’nin en parlak operasyonlarından biri olarak zaman çizelgesinde yükseldi. Günümüzde ise, küresel şirketler hükümetlerin yerini aldı ve vatandaş, kanun ve nizam üzeri bir statüde dokunulmaz bir tezgahta resmen kölemen. Merkez bankaları parazitlerin aş evi.
Artık savaşlar doğrudan toprak için değil, şirket hakları ve bilançoları için. Ekonomik parselleme zihin kontrolü üzerinden yürütülüyor. Eski rahip-şeyh-kralların yerini medya ve finans baronları aldı. Balonlar. Pat.
Suudi ve Körfez Arabistan kimliği altında kurulan İblis Anonim Şirketi’nin deccaliyet makamı, Kozmik İslamiyet’i şekle ve coğrafyaya indirgeyerek, Hz. Muhammed’in bizzat yıktığı Vatikan’ın çöl versiyonunu 20. Yüzyıla çaktı. Dubai, Mubai, küresel, aşağılık bir günah çukuru, taaa Hz. İsa’nın karşısına çıktığı banka-tarikatlerin genetik devamıdır. Alo, Galaksi Taksi. Araba yok!
+ EVRİM ÇİZELGESİ
🔻 Göbeklitepe’de: Dev taş halkalar ve kolektif inşa → Merkezi otorite izi yok, ritüel iş gücünü birleştiren ortak formdu.
🔻 Çatalhöyük’te: Ortak üretim, mekânsal eşitlik → Topluluk temelli yaşamda cinsiyet ayrımı izine rastlanmadı.
🔻 Arslantepe’de: Saray kompleksi ve yönetici mezarları → İlk devlet protokolü, sınıflaşma ve silahlı bürokrasi doğdu.
🔻 Taş Devri’nde: Totemler ve kabile paylaşımı → Ritüel düzen içinde eşitlikçi değiş-tokuş.
🔻 Neolitik’te: Tarım ve yerleşik hayat → Artı ürün doğdu, mülkiyet ve iktidar filizlendi.
🔻 Sümer’de: Tapınak ekonomisi → Rahipler hesap tuttu, borç verdi, hasat tahsil etti.
🔻 Babil’de: Kraliyet mühürleri → Kredi senetleri ve borç köleliği yazıya geçti.
🔻 Mısır’da: Tahıl ambarları → Kriz zamanlarında halkın yiyeceği, Firavun’un gücü oldu.
🔻 Roma’da: Köle ekonomisi → Forumlarda ticaret, senatoda senetler konuştu.
🔻 Bizans’ta: Altın solidus → Para istikrarı, imparatorluk bürokrasisini taşıdı.
🔻 Ortaçağ’da: Kilise bağışları ve Lombard bankerleri → Tanrı adına borç verdiler, faizle döndüler.
🔻 Rönesans’ta: Floransa bankacıları → Medici katedraller yaptırdı, papalar seçtirdi.
🔻 Osmanlı’da: Vakıflar ve tımar → Sosyal sermaye toprağa gömülüydü, padişahın eliyle dağıtıldı.
🔻 Sanayi Devrimi’nde: Buhar makineleri ve sömürge limanları → Makinelerle üretildi, emperyal parayla taşındı.
🔻 19. yüzyılda: Demiryolları, sigorta ve hisse senedi → Risk hesaplandı, yatırım hızlandı.
🔻 1914–1945: Savaş ekonomileri → Top mermisiyle basılan paralar, kanla geri ödendi.
🔻 Bretton Woods’ta: Dolar kutsandı → Dünya, Amerikan kasasına bağlandı.
🔻 Soğuk Savaş’ta: Füze yarışları ve televizyon → Bilim, medya ve ordu iç içe örüldü.
🔻 1980’ler: Neoliberal doktrin → Her şey satılabilir dendi, devletler soyuldu.
🔻 1990’lar: Dot-com rüyası → Kod satıldı, hayal balonla şişirildi.
🔻 2001 sonrası: Güvenlik devletleri → Terör korkusuyla gözetim kutsallaştı.
🔻 2010’lar: Sosyal medya → Zihinler algoritmalara, davranışlar reklamlara emanet edildi.
🔻 2020’ler: Büyük veri, genetik şifreleme, insansız silahlar → Büyük Teknoloji – Büyük İlaç – Büyük Silah üçlüsü tahta çıktı.
Modern çağda ise bu şirketin kolları:
🔥 City of London → Offshore finansın ve küresel sermaye kontrolünün merkezi.
🔥 Vatikan → Küresel ruhani otoritenin en eski bankalarından biri.
🔥 Küresel Finans Oligarşisi → Paranın ve kredi sisteminin tekelleşmiş yapısı.
🔥 Petrodolar Sistemi → Enerji üzerinden küresel finans kontrolü.
Ve bu şirketin bugünkü yöneticileri:
▸ BlackRock → Trilyon dolarlık gölge hükümet.
▸ IMF → Borç diplomasisinin dünya çapındaki ajansı.
▸ CIA + MOSSAD→ Küresel jeopolitik mühendisliğin operasyonel beyni.
Türkiye ise bu şirketin en kritik “müşteri devlet”lerinden biri…
Çünkü TL’nin çöküşü bir kaza değil, bir ritüel.
Çünkü Merkez Bankası’nın rezervleri bir yanlış hesaplama değil, bir yağma.
Çünkü Tayyarespor’un “milli ve yerli” damgası, İblis Anonim Şirketi’nin Türkiye şubesinin reklam sloganından ibaret.
Çünkü tarikatlerin içinde debelenen yobazlar müslüman değil, müŞRİK.
Çünkü, heriflerin ilahları belli. İblis Anonim ŞİRK-eti
9